Cinsel İşlev Bozukluğu
CİNSEL İŞLEV BOZUKLUĞU BAKIRKÖY
Cinselliğin doğal ve rahat bir şekilde olmasına izin verildiğinde, beden bilinçli bir çabaya çok gereksinim duymadan doğal olarak tepki verir. Cinsellik yaşanır. Ancak cinselliğe yüklenen anlamlar, toplumsal, ailevi, dini, beklentiler ve öğretiler sonucu doğal seyri engellenebilir.
Cinsellikle ilgili bilgi eksikliği ve yanlış inançlar, bireylerin nasıl davranacaklarını bilememesine yol açar.
Cinsellik ve sonuçlarıyla ilişkili olumsuz duygu ve düşünceler korku, endişe, kaygı, panik gibi engelleyici duygusal tepkilere yol açabilir.
Cinselliğe ve cinsel role yüklenen aşırı anlamlar, performans, kontrol kaybı gibi ek psikolojik sorunlara yol açar. Kendimiz ve eşimizle ilgili yetersizlik, beğenilmeyeceğini düşünme gibi cinsel zevki ve yaşamı kısıtlayıcı etkilere neden olabilir.
Keza, evlilik ilişkisindeki sorunlar, alkol, madde kullanımı, genel sağlık sorunları, aşırı yorgun ve yoğun çalışma koşulları da cinsellik üzerinde etkileri olan unsurlardır.
Yukarıdaki etkenler, doğal fizyolojik tepkiler üzerinde sorunlara neden olur. Cinsel işlevler değişik düzeylerde bozulabilir.
- Kadınlarda en sık görülen ağrılı cinsel ilişki (Disparoni) ve Vaginismus denilen vajenin (döl Yolu) kasılmasına bağlı olarak cinsel ilişki kuramama sorunudur.
- Erkeklerde ise, sıklıkla rastlanan bozukluklar sertleşme sorunları, sertleşmenin sürdürülememesi ya da erken boşalma sorunlarıdır.
- Cinsel tepkide değişik aşamalarda başka sorunlar da söz konusudur.
- Azalmış cinsel istek, isteksizlik,
- Cinsel tiksinti bozukluğu,
- Kadında cinsel uyarılma ve orgazm bozukluğu,
- Erkekte orgazm bozukluğu,
- Cinsel yönelimle ilgili sorunlar sayılabilir.
Cinsel sorunlar doğal cinsel tepkiler bastırıldığı için ortaya çıkma eğilimindedir. Cinsel tepki sorunları çoğunlukla “yapabilme “kaygısından yola çıkar. İlk cinsel deneyim ya da tepkilerde yaşanan sıkıntı ve sorunların devam edeceğine yönelik kaygılar, kişilerin kendilerini rahat bırakmalarını engeller. Doğal cinsel tepkileri yaşamaya bırakmak yerine kontrol etme, kendini gözleme, seyirci olarak kalmaya sebep olur.
Eşlerden birindeki cinsel tepki sorunları, öteki eşi de olumsuz etkiler. Benzer kaygı onda da ortaya çıkar. Kuşkular devreye girebilir. Yetersizlik, beğenilmeme vb, yaşanabilir. Bu nedenle herhangi bir cinsel sorun sadece bir eşe ait değildir. Her iki eşin el ele vermesini gerektirir.
Cinsel sorunlar bazen evlilik ilişkisindeki sorunlardan, iletişimsizlikten, uyum sorunlarından kaynaklanabilir. Bu tür durumlarda iletişim ve uyuma yönelik desteklerden sonra cinsel terapilere başvurulabilir.
Cinsel Terapilerin yapılabilmesi için fizyolojik, sağlığa yönelik sorunların olmaması, çiftin iletişimlerinin olması, her ikisinin de istekli olup, çaba harcaması gereklidir.
Sorunu yarattığı düşünülen etkene göre, cinsel terapiler yapılandırılır. Bu konuda eğitim almış Cinsel/Sex Terapistleri ile terapilerin yapılması uygundur.